arapca pratik konuşma

 

1. Merhaba

مَرْحَبًا

 

2. Affedersiniz

عَفْوًا

 

3. Adım Ayşe

اِسْمِي عائِشةُ

 

4. Adınızı öğrenebilir miyim?

اِسْمُكِ الكرِيم؟

 

5. Adım Hatice

اسمي خديجةُ.

 

6. Türkiye’den geliyorum

أَنَا قَادِمةٌ مِن تُرْكِيَا

 

7. İstanbulluyum.

أنا مِن إسطنبول.

 

8. Siz buralı mısınız?

هلْ أَنْتِ مِنْ هُنَا؟

هَلْ أَنْتِ مِنْ هَذِهِ الْمَدِينةِ؟(Bu şehirden misiniz?)

 

9 . Bana uygun bir otel gösterir misiniz?

هَلْ تَدُلِّينِي عَلىَ فُنْدُقٍ مُنَاسِبٍ؟

 

10. Burada bir hafta kadar kalmak istiyorum.

أُرِيدُ أَنْ أُقِيمَ هُنَا مُدَّةَ أُسْبوعٍ.

 

11. Arapça’mı ilerletmek istiyorum.

أُرِيدُ أَنْ أُطَوِّرَ مَعرِفَتي بِاللُّغَةِ الْعَرَبِيَّةِ

 أُرِيدُ أَن أُتقِنَ اللُّغََةَ الْعَرَبِيَّةَ. (Arapça’yı iyi düzeyde öğrenmek istiyorum.)

 

12. Bu kenti ilk kezdir ziyaret ediyorum.

أزُورُ هذه المدينَةَ لأوَّلِ مَرَّةٍ.

 لأوَّلِ مَرَّةٍ أزُورُ هذه المدينَةَ.

 

13. Şehir hoşuma gitti.

أعجَبَتْنِي الْمَدِينَةُ.

 

14. Onu düzenli ve temiz gördüm (buldum)

وجَدْتُهَا مُرَتَّبَةً ونَظيفةُ. (Bu cümlede نَظِيفَةً yerine طَاهِرَةً kelimesi

 kullanılmaz)

 

15. Fırsat bulursam tekrar geleceğim.

سَأَعُودُ مَرَّةً أُخْرَى إنْ وَجَدْتُ الفُرْصَةَ.

  16. Şehrin önemli yerlerini görmek istiyorum.

أُرِيدُ أن أُشَاهِدَ مَعَالِمَ الْمَدِينَةَ

 

17. Bu konuda bana yardımcı olabilir misiniz?

هل في إمكانِكِ أن تُسَاعِدِيني في ذلك؟

 

18. Önce müzeyi ziyaret edelim.

أوَّلاً نزُورُالْمُتْحَفَ.

 

19. Kentin en önemli semti bu mudur?

هل هذِهِ هِيَ أرْقىَ أحياءِ المدينةِ؟

 

20. Şehrin en büyük caddesinin adı nedir?

ما اسمُ الشارِعِ الرئِيسيِّ للمدينةِ؟

 

21. Oraya nasıl ulaşabilirim?

كيفَ أصِلُ إلى هناكَ؟

 

--------------------------------------------

 

1.             Kardeşim Ayşe, seninle karşılaştığıma çok sevindim.

يا أُخْتِي عائشةَ، إنّي لَسَعيدةٌ جِدًّا بلِقائِكِ.

 

2.             Arapça’nı ilerletmen için aklıma uygun bir çözüm geldi.

لَقَدْ ذَكَرْتُ حَلاًّ مُنَاسِبًا لِتَطْوِيرِ مَعْرِفَتِكِ باللُّغةِ العربيةِ.

 

3.             Bir süre bizde misafir kalırsın.

تُقِيمِينَ مَعَنَا مدّةً.

 

4.             Seninle yarın, Yabancılara Arapça öğreten bir koleje gideceğiz.

أنا وإيّاكِ، سنذهبُ غدًا إلى مَْعهَدٍ تَتُمُّ فيها التدريسُ لِغَيْرِ النُّاطِقِينَ بالعربيةِ.

 

5.             Seni Kolejin Müdürü ile tanıştıracağım.

سَأُعَرِّفُكِ بِمُدِيرِ الْمَعْهَد.ِ

 

6.             Çok değerli bir şahsiyettir.

إنَّهُ رَجُلٌ فَاضِلٌ.

 

7.             Sana çok yardımcı olacak.

سَوْفَ يُسَاعِدُكِ جدًّا.

 

8.             Bu kolejde sırf yabancı gençler ders görmektedirler.

لاَ يَدْرُسُ في هَذَا الْمَعْهَدِ إلاَّ شَبَابٌ أَجَانِبُ

 

9.             Bunların hepsi de Arapça öğreniyorlar.

كُلُّهُمْ يَتَعَلَّمُونَ اللُّغةَ العربيةَ.

10.         Bu koleje girdikten sonra Arapça’yı kurallarına göre öğreneceksin.

بَعْدَ أنْ تَدْخُلِي هَذَا الْمَعْهَدَ، سَوْفَ تَتَعَلَّمِينَ اللُّغةَ الْعَرَبِيَّةَ وُفْقًا لِقَوَاعِدِهَا.

 

11.         çok başarılı olacağından eminim.

إنّي واثِقةٌ أنّكِ سَوفَ تنْجَحِينَ بِتَفَوُّقٍ.

 

12.         Kısa zamanda Arapça’yı akıcı bir şekilde konuşacaksın.

وسوف تتكَلَّمين بالعربيةِ في مدّةٍ قصيرةٍ وَبِطَلاَقةٍ.

 

13.         Bizde kaldığın sürece rahat edeceksin.

سَتَتَمَتَّعِينَ بِطُمَاْنينةٍ مَا دُمْتِ عِنْدَنا.

 

14.         Sana evimizde bir oda tahsis edeceğiz.

سَنُخَصِّصُ لَكِ حُجْرَةً في بَيْتِنَا.

 

15.         Ev ödevlerini yaparken de sana yardımcı olacağım.

وَسَوْفَ أُسَاعِدُكِ عِنْدَمَا تَقُومِينَ بِإِعْدَادِ وَاجِباتِكِ الْمَنْـزِلِيَّةِ.

 

16.         Kardeşlerim Bessam ve Züheyr de sana yardımcı olacaklardır.

وَكَذَلِكَ شَقِيقَايَ بَسًّامٌ وَزُهَيْرٌ، سَوْفَ يُسَاعِدَانِكِ.

 

17.         Annem güzel yemek pişirir.

إنَّ اُمِّي تُحسِنُ الطَّبخَ

 

18.         Onun yaptığı lezzetli yemeklerden birlikte yeriz.

سَوْفَ نَتَنَاوَلُ مَعًا مِن طَبِيخَتِهَا الّذيذَةِ.

 

19.         Tatil günlerinde de seni gezdireceğim.

وسأقومُ بِالتِّجْوَالِ مَعَكِ في أيّامِ العُطْلَةِ.

 

20.          Bu günleri asla unutamayacaksın.  

سوفَ لن تَنْسَيْ هذه الأيامَ أبدًا.

 

--------------------------------------------------------

 

1. Bayan, hoş geldiniz, mesleğiniz nedir, biraz kendinizden söz eder misiniz?

آنَسْتِينَا يَا سيِّدَةُ، مَا مِهْنَتُكِ؟ سَمِّعِينَا شَيْئًا عَنْكِ مِنْ فَضْلِكِ.

 

2. Memnuniyetle; ben henüz okuyorum.

مَرْحَبًا، أنا مَازِلْتُ أدْرُسُ.

 

3. İstanbul’da Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nde öğrenciyim.

أنا طَالِبةٌ في كُلِّيَةِ الْعُلُومِ الإسلاميةِ التَّابِعةِ لِجَامِعَةِ مَرْمَرَه، في إسطنبول.

 

4. Fakat gördüğünüz gibi Arapça iyi konuşamıyorum.

وَلَكِنِّي كَمَا تَرَيْنَ، لا أُتْقِنُ اللُّغةَ العربيةَ.

 

5. Birçok nedenleri var, fakat şimdilik açıklayamam!

لَهَا أسْبَابٌ عَدِيدةٌ، وَلَكِنِّي لا أسْتَطِيعُ التَّصْرِيحَ بِهَا الآنَ!

 

6. Onun için ülkenizi ziyaret ettim.

ولِهذا زُرتُ بلَدَكُم.

 

7. Burada bir süre kalmak istiyorum.

أريدُ أن أقيمَ هُنا مدّةً قصيرَةً.

 

8. İnsanlarla konuşmak istiyorum.

أريدُ أن أتحدّثَ مع الناسِ

 

9. Çünkü bir dilin ancak bu şekilde öğrenilebileceğine inanıyorum.

لأنِّي مُتأكِّدةٌ أنَّ أيَّ لُغَةٍ، لا يُمكِنُ إتْقَانُها إلاَّ بِهذه الطريقةِ.

 

10. Arapça’yı ülkemizde öğrenemiyoruz.

إنَّنَا لاَ نَتَمَكَّنُ مِنْ إتْقَانِ اللُّغَةِ العربيةِ في بَلَدِنَا.

 

11. Ne yazık ki bu amaç için uygun bir ortam yoktur.

ويَاللأسَفِ، لا يوجَدُ لهذا الغرَضِ وسطٌ ملائِمٌ.

 

12. Fakat görüyorum ki Arapça’yı tamamen bilmiyor değilsin.

غَيْرََ أنِّي أرَاكِ لاَ تجهَلينَ العربيَةَ تمامًا.

 

13. İşte güzel konuşuyorsunuz.

وَهَا تَتَكَلَّمِينَ بِطَلاَقةٍ.

 

14. Hayır, mesele bildiğiniz gibi değil.

كَلاَّ، لَيْسَ الأمرُ كَمَا تَعْلَمِينَ.

 

15. Bazen istediğimi anlatamıyorum.

أَحْيَانًا لاَ أتمكَّنُ مِنْ شَرْحِ مَا أنا بِصَدَدِهِ.

 

16. Ben ise Arapça’yı çok iyi öğrenmek istiyorum.

أمَّا أنِي في الحقيقةِ أريد أنْ أُتْقِنَ اللُّغَةَ العربيةَ حقَّ الإتقانِ.

 

 

17. Bu ise ancak insanlarla diyalog kurmak suretiyle mümkün olabilir.

وهذا لا يمكن إلاَّ عن طريقِ الحوارِ مع الناسِ.

 

18. Tabi bu doğrudur.

هذا كلامٌ صَحِيحٌ طبعًا.

 

19. İnsanlarla devamlı temas halinde bulunmalısınız

ينبغِي أن تكونِي على اتّصالٍ مُسْتَمِرٍّ مع الناسِ.

 

20. Elbette ki onlarla içli dışlı olmak, onlarla düşüp kalkmak lâzımdır.

يجبُ الإحْتِكَاكُ بِهم، والتَّفَاعُلُ مَعَهُمْ لا محالَةَ